Biyonik göz ya da yapay görme, görme yeteneği tama yakın kaybetmiş (ışık hissi düzeyinde)  olan ya da tamamen ışık göremez hale gelmiş gözlerde görmeyi sağlamak üzere retinaya veya beynin görme merkezine yakın (Kafatası arka iç bölümüne) son derece gelişmiş elektronik görüntü algılama kamerasının yerleştirilmesidir.  Anlaşılacağı üzere hastalığın ilerleri evrelerinde hastanın bilinen diğer yöntemlerden fayda göremeyeceği olgular için endikedir. On yılı aşkın süredir uygulanmakta olan bu yapay görüş sistemlerinden en tanınanı Argus sistemidir. Bu sistemde yapılan iyileştirmeler ile hastalarda ambulatuvar (günlük yaşamsal ihtiyaçlarını giderebilecek kadar) görme sağlanabileceği gözlenmektedir. Bu sistem yanısıra retina altı ve gözün orta katmanına (koroid)yerleştirilen diğer marka implantlara ait uygulamaların da temelde görme alanının darlığını gidermede ve görme keskinliğinin okuma düzeyine (0.3 ten fazla) yükselmesini sağlamada yetersiz kaldıkları gözlenmektedir. Bu bağlamdaki uygulamaları ve katkıları ile yurdumuzda Prof Dr Emin Özmert (Ankara)  ve Prof Dr Dilek Güven ilk akla gelen isimlerdir. Olgu seçiminde retina implantaları için retinanın ilk sıradaki görme hücrelerinin (fotoreseptörler) aksine iç katlardaki ara katman ya da iç sinir katmanlarının sağlam olması şarttır. Ayrıca, bu hastanın gözdışı dokularının cerrahiye müsait olması ve gözünde nistagmus ve şaşılık bulunmaması gerekir. Göz küresinin tamamen işlev dışı kaldığı durumlarda ise direk olarak görme merkezine yerleştirilen implantlar ile görmenin sağlanabileceği artık öngörü olmaktan öte geçmiş yakın gelecekte deneme çalışmalarını görebileceğimiz düzeye gelmiştir. Yapay görüş sistemlerinin hepsinde cerrahi işlem öncesi hasta seçiminde çok özenli davranılmalı ve hastanın bu cerrahiden beklentilerinde karşılıklı mutabık kalınmalıdır. Ayrıca, özellikli olan bu cerrahi işlem sonrası gelişebilecek komplikasyonlar dikkate alınmalı ve mükemmel bir uygulama yapılmış olsa bile bu gözlerdeki yapay görüntünün doğal görme sisteminde kabulü için etkili bir rehabilitasyon dönemi gerekebileceği; özetle; gerek implant uygulanması gerek implantasyon/rehabilitasyon işlemlerinin bu maksatla kurulmuş klinik/merkezlerde yapılması gerektiği; bununla birlikte yüksek maliyetler (yaklaşık 200.000 dolar) karşılanması gerektiği akılda tutulmalıdır.